ZigZag
MELİKE (4,5 AYLIK)
ZigZag

Herkese merhaba:)

IMG_2953Ben 2 ay öncesine kadar çok uslu, sessiz, çok güzel uyuyan hatta zor uyandırdığımız bir bebeğin annesiydim. Uyku konusuna Melike’nin doğumundan beri dikkat edip özellikle yerinde kendi kendine uyumasını sağlıyordum; ama kızım 3.5 aylık olduğunda anladım ki, bu sadece yerinde uyuma işi ile bitmiyormuş.

Melike’nin gündüz uykuları gün geçtikçe kısalmaya hatta en son en fazla 25 dk sürmeye başlamıştı. Tüm gün benimle uyanık kalan bebeğim üstüne bir de gece 23:00 civarı uyumaya başlamıştı. “Ama olsun erken uyutma, yoksa gece uyanır ya da erken kalkar’’ sözleri yüzünden çocuğu 20:00’da uyuduğunda zorla uyandırdığımızı bile biliyorum:) Bir de tabi emzik sıkıntımız vardı. Uykuya dalmasını çok kolaylaştırmakla birlikte ağzından düştüğünde uykusu hemen açılıyordu. İtiraf ediyorum, bir keresinde yorgunluktan emziğin önüne düşmesin diye küçük bir nesne koymayı bile denedim.

Zamanla bebeğim her gece sesi kesilene ağlamaya başladı. Her gece en az yarım saat Melike’yi önce karanlıkta sakinleştirmek sonra emziğini tutarak uyumasını beklemek rutinimiz olmuştu. Sabahları da erkenden uykusunda ağlamaya başlamıştı, uykunun son iki saatini ara ara ağlayarak geçiriyordu yorgunluktan.

Bu şekilde yaklaşık 1.5 ay geçirdikten sonra internette arkadaşımın BeeAnne Mutlu Son’a yazdığı yazıyı gördüm. Önce saçma geldi birinin telefonla bebeğimin uykusunu ayarlayacak olması, sonuçta ben yanında olmama rağmen sakinleştiremiyordum, bebeğimi hiç tanımayan biri bunu nasıl yapacaktı? Üstüne bir de uyku eğitimi eşittir çocuğu saatlerce ağlatmak diye yanlış bir inanış vardı. Sonra arkadaşımla konuşunca fikrim değişti, Çiğdem Hanım’la da konuşunca kesin olarak eğitim aldırmaya karar verdim ve aynı çaresizliği benimle paylaşan eşim de çok inanmamasına rağmen destek oldu.

Eğitim hiç sandığım gibi zorlu geçmedi, kabul ediyorum ilk gün zordu, ağladı; ama sadece ilk gün. İkinci günden itibaren bebeğim gece 11 saat kesintisiz uyumaya başladı. Üstelik emzik olmadan. Ben emziği hiç bırakamayacağımızı sanıyordum oysa. Çok şaşırmıştım; çünkü Melike tam Çiğdem Hanım’ın söylediği saatlerde tam onun söylediği şekilde davranıyordu. Bir yandan Çiğdem Hanım’a her ihtiyacım olduğunda ulaşabilmek ve bunu bilmek de beni çok rahatlatmıştı. Kendisi de anne olduğu için sanırım; bazen kurallarımızın dışına çıktığımız oluyordu:) Çiğdem Hanım bana o kadar destek oldu ve o kadar güven vericiydi ki, kimsenin desteğine ihtiyacım kalmamıştı bu süreçte; çünkü doğru yolda olduğumuzdan emindim.

Eğitimin sonunda ise gündüz tam saatinde, emziksiz ve uzun süren uykusunu uyuyan ve gece deliksiz uyuyan bir bebeğim oldu. Ağlama meselesine gelince; bebeğim artık sadece uyku öncesi birkaç dakika hafif mızıldanıyor ve bence eğitim sürecindeki toplam ağlaması bile eskiden 1 günlük ağlamasından daha az. En azından yorgunluktan ve yardım isteğinden değil; başlarda sadece eğitime direnç gösterdiği için ağladığını bilmek bile güzel.

Çiğdem Hanım’a eğitim sırasında ve sonrasında da verdiği destek için, bebeğimin daha güzel uyuyan ve daha sağlıklı bir bebek olmasını sağladığı için ve hayatımızı düzene soktuğu için çoook teşekkür ediyorum. Kendisini tanımış olmaktan dolayı da ayrıca çok mutluyum.

Hikayemizin bizimle aynı çaresizliği paylaşan ailelere umut olması dileği ile….

Hayriye Tokuçoğlu Altunay

BeeAnne Notu: Balarımız Melike ile inanılmaz güzel, sakin, rahat bir uyku eğitimi süreci geçirdik. Hayriye Hanım’ın sükuneti tüm ekibe çok olumlu yansıdı ve eğitim su gibi aktı diyelim:) Hayriye Hanım ve eşinin doktor olması nedeniyle, kendilerini önümüzdeki yoğun döneme bol uykuyla hazırlamamız gerekiyordu ki, başardık:) Mutlu Son’a ulaşmanın mutluluğuyla, tüm aileye ama en çok da tatlı Melike’ye sevgiler…

BA-Circular-Watermark

ZigZag
ÖMER TALHA (10,5 Ay)
ZigZag

Tüm BeeAnne takipçilerine Bee Baba:) olarak merhaba!
Şu an 11 aylık olan oğlumuz IMG_20160616_121600 (3) ile olan zorlu fakat sonunda herkesin kazançlı çıktığı mücadelemizi konu alan bu hikâyeyi sizlerle paylaşmak istedim.
Onu ilk kez kucağımıza aldığımız an, o güne kadar katlandığımız tüm zahmetlerin karşılığını misliyle aldığımız an olmuştu. Ve böyle bir mucizeye sahip olabilmek dünya lezzetlerinin en tatlısıydı. Bunun için ne kadar şükretsek azdır.
Annelik ve babalık sevincini tattığımız bu ilk günler çabucak geride kalıyor ve artık bebeğimizi sağlıklı bir şekilde büyütebilmenin arayışı içine giriyorduk. Sağlıklı bir bebek aynı zamanda mutlu bir aile demekti. Mutlu bir aileyi tesis edebilmek için uğraş verdiğimiz o günlerde uyku düzensizlikleri problemi ile karşılaşmıştık. Başlangıçta 5-10 dakika sallayarak uyutabildiğimiz Ömer Talha sonraları kontrolden çıkıp 1-1,5 hatta 2 saat sallayarak uyur hale gelmişti. Geceleri büyük çabalar sarf ederek uyutmayı başardığımız Ömer Talha’nın çoğu zaman birkaç saat sonra uyanması ise bizde büyük hayal kırıklıklarına neden oluyordu. Uykusunu alamayan bebeğimiz huzursuz olmaya dolayısıyla anne ve baba olarak bizlerde de stres ve sıkıntılara sebep oluyordu. Kendimizce mantıklı mantıksız birçok yöntem denedik ama maalesef aldığımız sonuçlar hep olumsuz oldu.
Çaresizliğimizin dip yaptığı günlerden birinde eşim bana BeeAnne ve Çiğdem Hanım’dan bahsetti. Ağlayarak yaşadığımız sıkıntıları kendisine aktarırken son çare olarak Çiğdem Hanım’ı gördüğünü anlayabiliyordum. İtiraf etmeliyim ki; uyku eğitimi dedikleri bu yönteme ben çok da fazla umut bağlamamıştım. Çünkü Çiğdem Hanım çok zor bir bebek olan oğlumuz Ömer Talha’yı tanımıyordu.
Fakat hayal bile edemeyeceğimiz şeyler oldu. Evet, artık kendi başına uykuya dalabilme ve kesintisiz 10-12 saat uyuyabilme yetisini kazanan bir bebeğimiz var. Hem de bunu diş çıkarttığı bir dönemde başardık. İnsana güven ve sakinlik telkin eden ses tonuyla, birbirinden farklı konulardaki bilgi ve birikimiyle, hiçbir koşulda pes etmeyen azmi ve kararlılığıyla elde ettiğimiz inanılmaz başarının baş mimarı olan Çiğdem Hanım’a sonsuz teşekkürler.
Bu yazı vesilesiyle başlangıçtaki ön yargılarım için kendisinden özür diliyor ve bizim gibi çare arayan daha binlerce ailenin, mutlu sonlar yaşamasını temenni ediyorum.

Esra-Faruk BULANIKOĞLU

BeeAnne Notu: Faruk Bey’in bahsettiği gibi, Esra Hanım beni ağlayarak aradı; Ömer Talha’nın uyku problemiyle birlikte tükendiğini söylüyordu. Bir annenin çaresiz hale gelmesi ve destek olma sorumluluğu yüksek olsa da, sonuca odaklandığınızda aşılamayacak engel yok. İyi ki Faruk Bey baştaki tereddütünü bir kenara koyarak, eşine destek verdi de, eğitime başladık ve bir Mutlu Son hikayemiz daha oldu:) Baldanadam Ömer Talha’ya ve size güzel uykuların devamını diliyorum, sevgilerimle…

BA-Circular-Watermark

ZigZag
YUSUF KAAN (6 AYLIK)
ZigZag

Uykusuzluğun kader olmadığını öğrettiğiniz için öncelikle teşekkür ederizzzz…

FB_IMG_1464415778504Heyecanla Yusuf Kaan’ımızı beklerken bir yandan da araştırıyordum nasıl iyi anne-baba olunur nasıl uyku düzeni olmalı vs. Hayatımıza katıldığında meleğimiz; aman kucağa almayalım alışmasın, aman sallamayalım alışmasın derken, bir baktık bizi öyle yönlendirmiş ki çaresizlikten hepsini yapar hale gelmişiz! Hatta uyanmasın diye ayağımdan bırakmaz hale geldim. Gece defalarca uyanması, gündüz yarım saatlik uykuları ile evde zombiler üstüne tez yazabilirdim. Geceleri ise Yusuf Kaan ağlıyor, ben ağlıyorum, eşim ise çaresizlikten ne yapacağını şaşırmış durumda idi. Internetten şans eseri Beeanne’yi gördüm! Eşime bahsettim ama olur mu, olmaz mı diye tereddütte kaldık.

Söylediğim herkesten “uykunun eğitimi mi olur, her çocuk uyanır, sallamadan çocuk mu büyür” vs. cümleleri duyduk. Eşim inandı bana ve Çiğdem Hanım’la tanıştık.Güven veren sesi ve her an ulaşabilme rahatlığı ile başladık eğitime. En korktuğum ise, emzik nasıl bıraktırılırdı; onsuz asla uyumayan bebeğim uyudu, şaka gibiydi ama uyudu.

Zorlu ama disiplinli geçen birkaç günden sonra, gece uykularım da benim oldu sonunda; Yusuf Kaan, gece sadece belirlediğimiz zamanlarda uykusunda beslenir ve uykuya devam. 11 saat bir çocuk uyur mu? Çiğdem Hanım sayesinde uyur. İyi ki varsınız Çiğdem Hanım, sizi tanıdığım için çok mutluyuz 🙂

Berra Arık

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Söze nasıl başlanır bilmiyorum ama Yusuf Kaan’ımızı kucağımıza aldığımızda, bizim için dünyanın en mutlu günüydü. Eşimle, o doğmadan önce planlar yapar, onu en iyi şekilde yetiştirmenin, ona farklı etkinliklere katılma hakkı tanımanın hayalini kurardık. Hep eğitimin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu bilip ona göre davranırken; bir de baktık ki, küçük adam bizi istediği gibi evirip çeviriyormuş. O anlarda aldığımız eğitimin, anne-baba olmanın verdiği içgüdüsel yaklaşımın hepsi anlamsızdı. Çaresizliğin en baskın geldiği zamanlardı bizim için. Eşim evde çok zorlanıyor, bana çok hissettirmemeye çalışsa da kendince çözüm yolları arıyordu. Ne var ki artık bu sürecin bu şekilde gitmeyeceğine ve Yusuf Kaan’ın artık düzenli bir uyku serüveninin olması gerektiğine karar verdik. Küçük bir sorunumuz vardı:Bu nasıl olacaktı? Uyku eğitimi mi olurdu? Uykusu gelen çocuk uyurdu oysa etraftaki bilginlere göre…Ta ki siz BeeAnne ile karşılaşıncaya kadar. Bir tereddütle yaklaştık ilk başlarda. Acaba onca lafları söyleyenler mi haklıydı, yoksa gerçekten bu işin eğitim neferliğine kendilerini adamış insanlar mı? Eşime destek oldum ve sizinle irtibata geçti. Zaman zaman ben, eğitimin genelinde eşimle iletişime geçerek bize bu sorunun eğitimle, planlı ve programlı çalışmayla aşılacağını kabul ettirdiniz. Yusuf Kaan’a uygulanan eğitimle aslında bizim küçük balarısı-Çiğdem Hanım’ın deyimiyle- ne kadar da haklı olduğunuzu bize gösterdi. Artık akşamları ağlayan bebek sesleri yok, ayakta her gün sallayarak uyutulan bebek yok ve en önemlisi ağzından emziği düştüğünde ağlamaya başlayan ve haliyle uyanan bir Yusuf Kaan yok. Emziğimizi attık, uykumuza devam ediyoruz. Geceler artık daha sakin, uykular daha verimli ve Yusuf Kaan daha mutlu. Gündüz uykularında toplam uyuma saatini farklı periyotlarda uyumasıyla telafi eden bir prensimiz var evde. Tabi burada unutulmaması gereken en önemli gelişim ilkemiz “eğitimde bireysel farklılıklar vardır” olmuştur. Her çocuk ayrıdır, her çocuk güzeldir ama eğitimle aşılandığı zaman, eğitimle şekillendiği zaman apayrı güzeldir…

Öncelikle Çiğdem Hanım ve ekibine, sabır taşına dönen sevgili eşim Berra Arık’a ve böyle bir programa bizi üzmeyip cevap veren biricik oğlumuz Yusuf Kaan’a sonsuz teşekkürler…
İyi ki varsın BeeAnne, iyi ki varsın güzel annemiz ve iyi ki varsın benim yakışıklım. Herkese, sizinle çalışan tüm annelere ve dünyalar tatlısı evlatlarına bol uykulu, düzenli ve pırıl pırıl bir hayat diliyorum…

Hasan Tuğrul ARIK

BeeAnne Notu: Berra Hanım, disiplinli ve programlı yaşamayı seven bir anne ancak; bebekten sonra uykusuzlukla gelen yeni günlük hayat, her anneyi zorladığı gibi, kendisini de oldukça zorlar haldeydi. Çalışmaya başladığımızdan andan itibarenki disiplini, titizliği ve sakinliği; önce bebeğine, sonra da eğitime çok olumlu katkı sağladı. “Çiğdem Hanım sayesinde” sözü beni çok mahçup eden bir cümle; o nedenle, çok iyi bir uyku ekibine, kısa süre yardımcı oldum diyebilirim ancak. Tüm aileye bol uykulu günler dilerken, tatlı balarısı Yusuf Kaan’ı kocaman kucaklıyor, öpüyorum. Sevgilerimle…BA-Circular-Watermark

ZigZag
DEFNE (8 AYLIK)
ZigZag

Herkese uykulu bir merhaba:) Herşeyden önce umarım bu Mutlu Son Mektubu, uykusuz tüm bebek ve annelere bir umut olur…image

Bizim güzel hikayemiz, Defne’nin aramıza katılmasıyla daha da renklendi ama gece olunca işin rengi değişiyordu. Doğduğundan beri hep gülen Defnecik, akşamları hep ağlayan ve ağlatan bir bebekti. Uyuması içinse herşeyi deniyorduk, hatta bütün gaz damlaları ve bitkisel çaylardan denemiştik. Etraftansa “Kızım uyuyan bebek mi olur? Biz de uyumadık!Bebek bu, elbette uyumayacak!” sesleri yükseliyordu. Bu sesler bizi iyice çıkmaza sokuyordu. Ben işe başlayacak ve tıpta uzmanlık sınavına girecektim; hem tez yazmam, hem çalışmam gerekiyordu ve kendimi çok çaresiz hissediyordum. Ve birden  Beeanne Uyku Danışmanı: Çiğdem Koyutürk!! yazısını gördüm ve büyük bir heyecanla “Mutlu Son” mektuplarını okudum ve hiç düşünmeden Çiğdem Hanım’ı aradım. Karşıdan çok neşeli, güven verici sesiyle bu konuyu çözebileceğimizi endişe etmememiz gerektiğini söylerek daha ilk dakikadan bizi rahatlatmıştı. Defneciğin durumunu hemen anlamış ve bizim aylardır ne yaptıysak bir türlü beceremediğimiz yeme-içme ve uyku düzenini çok güzel çizmişti. Bize de sadece Çiğdem Hanım’a uymak ve onun dediklerini yapmak kalmıştı. Sonra bir de baktık ki; Defne, ben ve Çiğdem Hanım çok güzel bir ekip olmuşuz ve geleceğe dair planlar yapıyoruz:) Babamız da Çiğdem Hanım’la gülüşerek mesajlaşmalarımıza ve telefon konuşmalarımıza şahit olmuş ve çok rahatlamıştı. Süreç aslında beklendiği kadar zor geçmiyor sadece biraz sabır ve disiplin gerekiyor.Ve sonra herşey yoluna girmeye başlıyor. Eskiden, gündüz 20 dakikadan 3 kez, yani toplamda bir saat uyuyan Defnecik, artık 3 saat uyuyor ve bazen biz kaldırmak zorunda kalıyoruz! “Hadiiii Defnecik, kalk!” Aslında uyuyabilen bir bebeğiniz olduğunu öğreniyorsunuz. Çiğdem Hanım’ı ilk aradığımda “Ya uyumazsa, çok korkuyorum!” demiştim ve o da gülmüştü “Öyle birşey yok” diyerek…Evet, öyle bir şey yok! Umarım daha çok uykusuz anneye ve bebeğe ulaşır ve yardım edersiniz Çiğdem Hanım, iyi ki varsınız!

Melike Ünlükaplan

BeeAnne Notu: Evet, uykusuz tatlı balarısı Defnecik, uyku düşkünü bir bebiş oldu:) Melike Hanım’ın doğallığının güzelleştirdiği sohbetlerimizi, unutamayacağım bir anıya sebep oluşunu hep gülümseyerek hatırlayacağım. Melike Hanım ve Aytekin Bey’e hastalarına şifa dağıtacakları, önlerindeki uzun yolda başarılar ve mutluluklar diliyor, Defnecik’i kocaman öpüyorum. Sevgilerimle…
BA-Circular-Watermark

ZigZag
ASYA (5,5 AYLIK)
ZigZag

Merhaba,

Ben dünyanın en şanslı kadınlarından biriyim. Çünkü Asya’nın annesi, Çağrı’nın eşi ve artık Çiğdem Hanım’ın danışanıyım. Tahmin ediyorum, bu hikayeyi okuyunca siz de bana katılacaksınız.

AsyafotoBen her zaman pozitif enerjinin dönüp dolaşıp sizi bulacağına, annenin sakin, soğukkanlı ve mutlu oluşunun bebeğe yansıyacağına inanan bir insanım. Bu yüzden kızımla tanıştığımdan beri, daha yüzyüze görüşmeden, birlikte sayısız uçak ve otobüs yolculuğuyla en az 6-7 şehir, dahası 30 haftalıkken 10 saatlik uçak yolculuğu ile yeni bir ülke bile keşfettik. Ben onun teyzelerinin düğününde kocaman karnıma bakmadan halayın başını çekerken, o da ritme ayak uydurup karnıma tekmeler atıyordu. Tüm bunlardan dolayı tahmin edersiniz ki, küçük hanımın standart bir ailesi yok. Kızımı da farklı yetiştirmek istemememe rağmen, unutmamak gerekir ki o da küçük bir insan ve minik, şirin, pudra rengi fikirleri var. Mesela Asya evi bize göre biraz daha çok sever, biz sohbet tam ballandı derken bize “bakın burada biraz daha oyalanıp durursanız şimdi burayı birbirne katarım” diye küçük tehditkar işaretler verebilir. Bazen bizim kalabalık toplantılarımızın ortasında çığlık çığlığa ağlamaya başlayarak “bunları çabuk evden çıkarın, annemle babamla baş başa kalmak istiyorum” diyebilir. Sakın böyle anlatıyorum diye onu agresif bir bebek sanmayın. Aslında çok uyumlu, sakin ve gözlemlemeyi seven bir bebektir.
Hayır, tabi ki Asya da bazı geceler uyumaz. Sabaha kadar beni ayağa diktiği çok olmuştur. Asla ve asla gece 12-01.00’i görmeden yatmaz. Bazen saatlerce, onun gözümüze baka baka “yardım edin” ağlayışlarını elimizden hiçbir şey gelmeden izlediğimiz olmuştur. Bir gün kafasına eser ve hiç emmek istemez, bir günse tenini tenimden ayırmaya tahammül edemez. Yine de Asya, genelde insanlardan “Allahım ne kadar uslu, öylece durmuş bizi izlemekten başka bir şey yapmıyor”, ya da “sesi var mı bu çocuğun hiç duymadık” gibi yorumlar alırdı.. Ama demek istediğim şu ki; lohusa depresyonu, arkadaş toplantıları, şehirdışı gezileri, aşı ağrıları, gaz sancıları, uykusuz geceler, gözümüzü açamadığımız gündüzler vs. vs. derken inişiyle çıkışıyla, ağlaması ve kikirdemesiyle, kör topal 4.aya ulaştık ama hep mutluyduk..
İnanın ben bir iş konusunda kendime güveniyorsam etrafımda dönen seslere hiç takılmam. Yine de, anneler çok iyi bilirler, o minik parmaklar büyürken etraftan yükselen sesler bitmek bilmez. Hep bir şeyleri yanlış yaptığınız fikrini beyninize aşılamaya çalışırlar. Avm’de, restorantta, komşuda, sokakta bile beni durdurup “giydir, emzir, öyle değil, böyle uyut” diyenler oldu. Çoğuna gülümsemedim diye arkadaşlarımın hep dalga konusu oldum.
Yalnız 4.aydan sonra işler biraz sarpa sarmaya başladı. Asya gündüz uykularını neredeyse 20 dk’ya kadar düşürdü. Defalarca uyuyup defalarca uyanmaya başladı. Uyurken sürekli saç kurutma makinesi sesi istiyordu. Bebekliğinden beri o bizi, biz onu buna alıştırmıştık. Giderek uykusuz ve huysuz bir bebeğim olmaya başlamıştı. Gece uykularını 11.00’e doğru çekti ama hala bir bebeğe göre çok geç yatıyordu. Gece boyu aç olmadığı halde defalarca uyanarak beni yanında istiyordu. Gece onu, aklınıza gelen tüm yöntemlerle 3 saat uyutmaya çalıştıktan sonra mutsuz bebeğim ağlarken ona şefkat gösteremediğim için, bütün gece, hatta bütün hafta, hatta hala vicdan azabı çektiğimi biliyorum. Asya’nın hık demesinden ne istediğini çıkaran ben, artık aç olduğu için mi, uykusuz olduğu için mi, yoksa başka bir sıkıntısı olduğu için mi huysuz olduğunu kestiremiyordum. Bebeğim için bu kadar endişelenirken artık etraftan gelen seslere, eleştirilere de tahammülüm kalmamaya, çok huysuz ve huzursuz hissetmeye başlamıştım. Artık kendimden geçmiştim, bebeğimin “bir şeylere” ihtiyacı olduğunu görebiliyor ama ona yardım edemediğim için çok üzülüyordum.
Okudum, eşime okuttum, kendim uygular mıyım, uygulayamaz mıyım derken huzursuz günlerimiz uzadıkça uzadı ve mesleğimiz gereği çok yoğun çalışan eşim de bana çok yardımcı olamamaya başladı. Uyku eğitimi aldırmaya karar verdiğimizde Asya 5.5 aylıktı ve ben çok yorgundum.
Çiğdem Hanım bir eğitmen evet ama öncelikle bir anne. Profesyonel yardımı boyunca asla sizin ve bebeğinizin duygularını hiçe saymıyor. Her şey bebeğinize özel ve onun ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Yeterince dikkatli ve disiplinli olursanız bir anda, bir bakıyorsunuz ki, siz bebeğiniz ve Çiğdem Hanım süper bir ekip olmuşsunuz. Herkes görevini yapıyor ve her şey yoluna giriyor. Evde herkes uyuyor, hatta o kadar uyuyor ki, boşluktan ne yapacağınızı bile şaşırabiliyorsunuz. Uyuduğu için bebeğinizi özlemeye başlıyorsunuz. Bu süreçte bebeğiniz ağlamıyor mu? Tabi ki ağlıyor. Çünkü o size “anne çok uykum geldi beni yatağıma götürür müsün”, “anne hani emerek/sallanarak/gezerek uyuyorduk, yine öyle yapalım mı”, “anne ben yanağımı sana dayamak istiyorum buraya gel”, “anne ben bu şekilde uyumayı bilmiyorum ve çok sinirleniyorum” demeyi bilmiyor. Sadece ağlamayı biliyor ve o ınga’lardan tüm bunları sizin çıkararak ona yardım etmenizi bekliyor. Bir süre sonra o ınga’lar, “gözlerim ağırlaştı, biraz yorgun hissediyorum, ay kafamı şöyle mi koysam böyle mi koysam” anlamına gelirken kesiliveriyor. Bunları nerden mi çıkarıyorum? Çünkü ben anneyim. Kızımı tanıyorum ve onun ne demek istediğini kimse değil, ben biliyorum.
Bu eğitim için Asya’nın yaşının ne kadar erken olursa o kadar kolay olacağına karar vermiştim ve işim dolayısıyla zorlu bir süreçten geçiyordum. Tüm bunların üzerine benim evimden, gelen giden eksik olmaz. Sürekli onu dışarı çıkarmak, kalabalık ve gürültülü ortamlara sokmak zorunda kalıyordum ve -sınırsız anlayışlı- Çiğdem Hanım’a “yine eve geç kaldık”, “Şu an eve gidemiyorum” demekten utanıyordum. Üstelik Asya sırtüstü-yüzüstü dönmeyi öğreniyordu ve uyku saatleri açısından tam bir geçiş dönemindeydi. Çiğdem Hanım ise kızımı tam olarak onu bekleyen hayata, anne-babasının kafasına hazırlamak için elinden geleni yaptı. Anlayacağınız bu zorlu şartlarda uyumayı öğrenen kızımı artık bu yoldan kimse alıkoyamaz.
Artık işe başladım. Şu an kızıma Çiğdem Hanım’a “bilmiş” gözüyle bakan annem, yani Asya’nın anneannesi bakıyor. Bugün teyzeme telefonda Asya’nın nasıl mutlu ve kısa sürede ağlamadan uyuduğunu anlatıyordu. Asya ona bir bebeğin nasıl uyuması gerektiğini öğrettiğinden beri kucakta tutarsa ya da sallarsa Asya’nın uyumamasından korkar oldu. Kızım işten gelince beni, kahkahalar atarak karşılıyor. Uyandığında mutluluğunu ağzını kocaman açıp gülerek gösteriyor. Bana ve eşime ise, arkamıza yaslanmak, olan biteni keyifle izlemek ve akşam erkenden uyuyan kızımızı sabaha kadar özlemek düşüyor.
Çok, çok, çok teşekkür ederiz Çiğdem Hanım. Tanıştığımıza çok ama çok memnun olduk:)
Asya’nın Annesi  – Ceren Buğlem Elgörmüş

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Baktım, hep anneler teşekkür etmiş, bu çocukların bir de babaları var. Lütfen bizi ötekileştirmeyin efenim dedim ve yazmak istedim. Saksı değilim ben benim de söyleyeceklerim var beni de dinleyin babayım ben baba! Ufff ufff ufff… Tamam, sakinledim yazabilirim.
Yavrumuz son zamanlarda düzenini bozmuş, ufak ufak uykularla günlerini geçirmeye başlamıştı. Dur demenin yolunu
-Allah yukarıda- eşim benden onyüzmilyon kat daha fazla arıyordu. Havanın güzel, güneşin tepede olduğu günlerden birinde Buğlem sizden bahsetti, uyku eğitmeni, Beeanne. Yurtdışında eğitim falan… Aklıma ilk gelen ne oldu tahmin edin:)
-Kaç para ki acaba?
-İnsanlar ne işler buluyorlar kendilerine?
-Bizimki de meslek mi?
-Aileden kimi eğitime göndersek gelse o da yapsa bu işi?
Sonra aramaya karar verdik ve Buğlem yanımda tuşladı numaranızı, ilk saniyelerde muhabbetiniz ne ara o noktaya geldi bilmiyorum ama bir kahkaha sesi koptu hatundan, hop dedim n’oluyo yahu?
1 hafta sonra…
Asyam’ı yatağa koyuyorum, ortalama 5 dakikada tak uyuyor, şarkı türkü yok, telefondan saçma sapan sesleri açma yok, kesik kesik uyumak yok, REM uykusunun gözüne gözüne vuran bir Asya var ve biz cidden çok mutluyuz.
İşinizi hakkıyla yaptığınız için, Asyamız’ı daha bir güzelleştirdiğiniz için, yavrumuzun daha mutlu bir kuzu olmasındaki katkınızdan ötürü, bu ailenin babası olarak teşekkürü bir borç bilirim.
İyi ki sizi tanımışız.
Ek1: Yazdıktan sonra fark ettim, eklemek istediklerim var. Sevgili anne babalar eğitim sürecinde yavrunuz biraz ağlayacak, ağladığı zamanlarda dişinizi sıkmanız gerekecek ve emin olun hiç pişman olmayacaksınız.
Ek2: Sevgili eşimin eğitim sürecindeki sabrı, kurallara uyumu ve özverisi on numara beş yıldızdı huzurlarınızda onu ne çok sevdiğimi bir kez daha söylemek isterim.

Asya’nın Babası – Çağrı Elgörmüş

BeeAnne Notu :Hiç unutmuyorum, çok yoğun bir günde öğle saatlerinde Buğlem Hanım’ın kendisini tanıtmasından sonra, “bu nasıl bir enerji, bu nasıl bir pozitif bir ses” demiştim kendisine…
Gerçekten, kendisinden aldığım enerjiyle o gün bütün bebeler daha bir güzel uyudu:)
Çok ama çok keyifli bir eğitim süreci geçirdik, dertleştik, paylaştık, Asya uyudukça keyiflendik; zor anlarda kenetlendik, daha ne olsun! Doktorluk mesleği sanırım ayrı bir disiplin veriyor ki Buğlem Hanım’ın ve arkada gizli kahraman Çağrı Bey’in eğitim sürecindeki disiplini, sonuca odaklı yaklaşımları hepimize çok yardımcı oldu.
Çağrı Bey ayrıca bir baba mektubu ile duygularını paylaşmış, bir ilki gerçekleştirmiş; çok ama çok teşekkür ederim her ikisine de güzel sözleri için. Belli ki Çağrı Bey, ailedeki gençleri bu mesleğe yönlendirecek, ne mutlu!
Minik balarımız, esas kahramanımız Asya’yı sevgiyle kucaklıyor, uyuyarak, sevgili anneannesinin de artık bana daha sempati ile bakmaya başlamasına sebep olduğu için kocaman öpüyorum. Sevgilerimle…

BA-Circular-Watermark

ZigZag
ARDA (6 AYLIK)
ZigZag

Yöntem Ailesi – Arda, 6 Aylık

yontemailesi

Herşeyden önce umarım mesajım, bebeği uyku problemi yaşaması muhtemel ve yaşayan birçok anne adayı ve anneye ulaşır.

Bizim uyku problemi serüvenimiz, oğlum Arda’nın doğumundan 10 gün sonra başladı. Arda’nın doğduğu ilk hafta, balayı haftası olarak gerçekten çok keyifli geçti. Arda, kitaplarda yazdığı gibi, her 3-4 saatte bir uyanıp, beslenip, 10-15 dakika yenidoğan aktivitesinden sonra, tekrar uykuya dalıyordu.

Ancak 10. Günün sonunda, kolik bebek belirtileri vermeye başladı. Durmaksızın sebepsiz ağlamalar, uykudan sıçrayarak uyanmalar, kasılmalar vs. Önce kırkı çıksın geçer dediler, sonra üç ay bekledik ve Arda’nın kolik durumu tam beş buçuk ay sürdü. Kolik bitti ve fakat beş buçuk ayın sonunda eşim ve bize destek olan annem, bakıcımız hepimiz perişan haldeydik. Sabahlara kadar uykusuz geceler, huzursuz ve pışpışlanıp sallanmadan uyumayan bir bebeğimiz vardı, her gece en az on defa uyanıp saatlerce kucağımızda sallıyorduk, bu bize koliğin hediyesiydi. Sinirlerimiz gerilmiş, hiçbir uyku düzenimiz neredeyse kalmamıştı. Eşimin kurumsal bir iş hayatının olması ve benim de tam zamanlı olmasa da serbest olarak işime devam etme isteğim, tam dinlenme gerektiriyordu, ancak eşimin ve annemin uyku eğitimi verme konusunda tereddütleri vardı, kulaktan dolma bilgilerle bunun çok zor ve zahmetli olduğunu düşünüyorlardı. Bir de bu süreçte onları ikna etmem gerekti. Bu yola çıkarken ailenizin de sizin yanınızda olması ve sabırlı olması gerekiyor; özellikle büyükanneler, teyzeler, halalar daha geleneksel oldukları için bu eğitime karşı çıkabiliyorlar. Tavrınızı net koyup ebeveynin kararı doğrultusunda ilerlemek gerektiğini onlara kibarca hatırlatmak gerekiyor.

Bu süreçte, oğlumuzun gelişimi için; yeme düzeni olsun,  motor becerileri olsun tam dinlenmiş bir bebeğin çok daha iyi geliştiğini gözlemliyordum. Uyku da, yeme içmesi ve diğer becerileri kadar önemliydi. Hep birbirimize yabancı uyruklu çocukların ne kadar sakin, ne kadar dingin olduğu örneğini verip dururuz, evet doğrudur ancak birtakım özellikler genetik olsa da birçok özellik bebeğin düzenini oluşturma ve bu düzeni uygulamaktan geçtiğini gördüm, okudum ve çevremde deneyimledim.

Arda artık 6. ayına geliyordu ve eski dostum Çiğdem uyku danışmanı ve uzmanıydı. Doğumdan önce bunun bu kadar önemli bir konu olabileceğini anlayamamıştım. Çiğdem’in hayattaki duruşunu, disiplinini ve vicdani yönünü çok iyi tanıdığım ve her zaman başarısını takdir ve gıpta ettiğim için kendisine bu konuda da destek olması için danıştım;  beni ve oğlumu Çiğdem’den başka kim daha iyi anlayabilirdi? Kendisi ne kadar iyi dostum olsa da bu süreçte profesyonelliğinden hiç ödün vermeden, bana, sadece uyku eğitimi alan bir anne olarak yaklaştı.

Gerçekten dostluğumuz bir tarafa, Çiğdem’in de bir anne olması benim bu yoldaki en büyük güvencemdi. Çünkü anneliğini yakından biliyor ve çok güzel bir anne olduğunu görüyordum. Çiğdem’le çalışmaya başladık ve Arda’nın uyku eğitimini Çiğdem 4-5 gün içerisinde çözdü, Arda’nın ağlamadan uyumayacağına inanmayan annem ve eşim hayretler içerisinde kaldı.

Sabahlara kadar pışpışlanmadan, sallanmadan uyumayan Arda, ilk gece 15 dakika, ikinci gece de 5 dakika ağlayarak ve 3. gece hiç ağlamadan uyumaya sabaha kadar 10-11 saat uyumaya başladı. Bizim için gündüz uykularını düzene sokmak biraz daha zaman aldı, ama onun da üstesinden 7-8 gün içerisinde geldik. Birinci haftanın sonunda gece 19.00 civarı yatan ve gündüz üç uyku uyuyan altı aylık bir bebeğimiz vardı.

Siz sevgili annelere tavsiyem, öncelikle uyku eğitimi vermeden kesinlikle çok kararlı ve hazır olmanız gerekiyor ve eğitimi mümkün olduğunca erken bir dönemde vermenizde fayda var. Ayrıca bu konuda iyi eğitim almış uzmanlar eşliğinde bunu uygulamak sağlıklı. Çiğdem Koyutürk, Türkiye’deki sayılı uzmanlardan biri ve hayattaki başarısını da bu alana yansıtmış bir profesyoneldir.

Kendisini dostum olarak kucaklıyor, profesyonel olarak da başarısından dolayı tebrik ediyorum. Oğlum Arda gibi hareketli ve heyecanlı bir bebeği uyutan, tüm bebekleri uyutur. Sadece sabırlı ve kararlı olmak gerekiyor. Seni seviyoruz BeeAnne.

Eda Güntekin Yöntem

BeeAnne Notu: Ben de sizi seviyorum:) Bu güzel sözler beni çok ama çok mutlu, bir o kadar da mahçup etti. Ne desem az! Ben de, Eda’ya ve günün sonunda bana inanarak bu konuda desteğini esirgemeyen aile üyelerine ayrıca teşekkür ederim. Eda’nın da söylediği gibi, aile büyüklerinin de bu işe inancı çok önemli. Benim yüzüme hep kocaman bir gülümseme kondurmayı başaran minik balarısı Arda, bu işi de başardı. Çok daha büyük başarılara imza attığı, ama en başta mutlu olduğu güzel, sağlıklı bir ömür diliyorum ve sevgiyle kucaklıyorum. Sevgilerimle…

BA-Circular-Watermark

ZigZag
LARA (4.5 AYLIK)
ZigZag

Eroğlu Ailesi – Lara, 4.5 Aylık

“Küçücük bebek kendi kendine nasıl uyuyacak? Hadi canım siz de!” “Çocuğu karanlık bir odada yanlız mı uyutacaksınız? Ama çok ağlar, güvensizlik oluşmasın sonra?” vs.vs. O kadar çok şey söylendi ki bize de…Hatta “Uyku eğitimi de neymiş? Köpek yavrusu mu canım o?” diyen bile oldu. Çiğdem’le tanışana kadarki hikaye, 4,5 aylık bir bebeği olan pek çok aile için şaşırtıcı olmayan ancak çok yıpratıcı, çok zor ve hatta kaotik bir süreçti. Kızımızı uyutmak için her yolu denedik. Pek çok gecemiz saatlerce süren ağlamalardan sonra arabada son bulmaya başladı. Pijamalarımızla darmadağın bir halde bir kriz yönetmeye çalıştık aylarca ve evet bitap düştük biz de, bebeğimiz de. Kucakta salladık, salıncakta, ayakta, habire salladık uyusun diye. Saatlerce evde dolaştırdık kucakta ama çok mutsuzdu. Zar zor uyuyorsa da dinlenmeden kalkıveriyordu. Giderek daha huzursuz bir bebek olmaya başladı. Hep mutlu bir bebek hayal ediyorduk, elimizden geleni de yapıyorduk ama bebeğimiz mutsuzdu, dolayısıyla biz de çok mutsuzduk. Evden SOS sinyalleri yükselmeye başlamıştı. Sonra Çiğdem geldi ve mübalağasız kış gününde sıcacık güneş gibi doğdu evimize. Kızımız çok ağlar mı, üzülür mü, hırpalanır mı diye biz de endişelendik başta tabii. Çiğdem’in verdiği ev ödevleriyle bir süre evde kendimizi daha disiplinli bir hayata alıştırdık once. Uyku eğitimi denen şey sadece bebeğin değil, ailenin tamamının uyumunu gerektiren meşakkatli bir iş. Baştan savarak yapılabilecek bir iş hiç değil; ciddiyet istiyor, disiplin, düzenli takip istiyor. Ama sadece çok kısa bir süreliğine. Ve tünelin sonunda öyle güzel bir ışık var ki! Evet, bizim kızımız da ağladı bir iki akşam, ama dürüstlükle diyebilirim ki; kızım öncesinde de uyuyamıyor ve saatlerce delicesine ağlıyordu, hatta daha çok ağlıyordu. Kucağımda değil de yatağında ağlıyordu bu kez, hem de ben yanındaydım. Ve ağlamalar son hızla azaldı, giderek daha çok mırmır bir şikayete dönmeye başladı. Ve sadece iki üç günde herşey yoluna girdi. Bu birkaç gün zordu ama Çiğdem’in desteği hep yanımdaydı. Ne zaman moralim bozulsa, güvenim kırılsa sıcacık sesiyle ayağa kaldırdı beni. Sadece bir eğitim değil, psikolojik destek de sağladı anlayacağınız.Hayatımın bu döneminde yanımda olduğu için o kadar çok şükrettim ki!

Bugün neredeyse uyanık olduğu her saniye gülümseyen, çok mutlu, çok huzurlu, dinlenmiş, algıları son derece açık, çok sağlıklı müthiş bir kızımız var. Bu kadar ilkeli, dürüst, disiplinli ve sıcak bir insanla tanışabilme şansı bulmak da yanımıza kar kaldı. Evimize yeniden baharı getirdiği için ne kadar teşekkür etsem az kalır!

Şeyda Erdem Eroğlu

BeeAnne Notu: Aslında özetle: Yaşayan bilir! Bir yandan yeni bir hayata uyum sağlamaya çalışırken, bir yandan da uykusuzlukla başa çıkmaya çalışmak o kadar zor ki. Bu güzel sözlere ne kadar teşekkür etsem az, çok duygulandığım bir mektup oldu bu; ama sevgili Şeyda ve Emre uyku eğitimi konusunda yeterince bilinçli ve bu konuya inanmış olmasalardı ne ben ne de tatlı balarımız Lara birşey yapamazdık, çok samimi söylüyorum bunu. Anne ve babanın inancı ve programlı bir hayatı istemeleri ile başlıyor herşey ve sonu mutlu bitiyor. Hayatının en minicik döneminde bebeklerine bu şansı tanıdıkları, başarmasını sağladıkları ve bana olan güvenleri için tekrar binlerce teşekkür… Mutlu, bol uykulu ve sevgili Lara’yla birlikte güzel anılar biriktirdikleri uzun yıllar dileğiyle, sevgiler…

BA-Circular-Watermark

Diğer Mutlu Sonlar

ZigZag
DEFNE (13 AYLIK)
ZigZag

Akkor Ailesi – Defne, 13 Aylık

akkor ailesiÇiğdem’le birlikte kızım Defne’nin 13 aylıkken uyku eğitimini Aralık 2015’te başarıyla gerçekleştirdik. Bildiğiniz gibi bu süreç, bebeklerin 4 – 8 aylık olduğu ve farkındalıklarının sınırlı olduğu dönemde daha hızlı ve başarılı sonuçlar veriyor. Fakat Defne gibi 1 yaşından sonra uyku eğitimi alındığında süreç daha uzun ve yorucu olabiliyor, tabii ki diğer her konuda olduğu gibi bunda da durumlar her bebeğe göre değişiklik gösteriyor 🙂

Yaşadığımız iki haftalik egitim boyunca Çiğdem benim için sadece bir uyku danışmanı değil, bebeğimle ve kendimle ilgili aklıma takılan her türlü soruyu rahatlıkla sorabileceğim ve her zaman sabırla, içtenlikle bildiklerini paylaşan çok değerli bir destek oldu.

Uyku eğitiminin zor bir süreç olduğunu kabul ediyorum ancak sabırla ve uyku eğitmeninin söylediklerini doğru şekilde uygulayarak çok iyi sonuçlar alındığını ve hayat kalitesinin özellikle de anne için çok daha iyi bir noktaya geldiğini de, bu deneyimi yeni yaşamış biri olarak içtenlikle paylaşmak istiyorum.

Uyku eğitimini başarıyla tamamladığınızda aynı zamanda bebeğinizle iletişiminizin de iyileştiğini göreceksiniz. Çünkü uyku eğitimi sonrasında siz de özellikle geceleri ‘deliksiz’ uyumaya başlıyorsunuz ve gündüz uykuları da belli bir saat düzenine oturduğu için günlük programınızı çok daha verimli bir şekilde yapabiliyorsunuz. Böylece kendinize vakit ayırmaya ve ‘iyi’ hissetmeye başlıyorsunuz gerçekten 🙂

Uyku eğitimi sabır isteyen, zor bir süreç olsa da; Çiğdem gibi size her konuda her zaman içtenlikle, kalbinden destek olan bir uyku eğitmeni ile inanın bana çok daha kolay hale gelecek 🙂

Bence artık çok fazla araştırmayın, sevgili Çiğdem’le doğru yerde, emin ellerdesiniz 🙂 Hadi siz de geceleri deliksiz uyuyan, gündüzleri kendine vakit ayırıp program yapabilen Anneler Klubü’ne katılın…

Sedef Sapanlı Akkor

BeeAnne Notu: Minik balarısı Defne’nin emzirmeyle bağlılığı yüksek olmasına rağmen, kendisi çok büyük bir işi başararak, gündüz ve gece uyku saatleri düzenli ve kesintisiz hale geldi. Anne ve babasının eğitime ve bana inancıyla ilk adımı attik, sonrasında da Mutlu Son’a ulaştık:) Hatta eğitimden bir ay kadar sonra da sevgili anne ve babası, başbaşa tatile çıkma fırsatı buldu. Mutlu günlerinin devamını diliyor, Defne’yi kocaman kucaklıyorum…Sevgilerimle…

Diğer Mutlu Sonlar