ZigZag
ALYA ve ARHAN (9,5 Ay İkizler)
ZigZag

İkizlerimizin olacağını öğrendiğimizde kızımız 4,5 yaşındaydı…Hem çok sevindik, hem de endişelendik. İlk kızımız kolikli bir bebekti ve hiçbir zaman mutlu uykuları olmadı. Bu durumun iki kat hatta karesi şeklinde olması ihtimali ürkütücüydü ancak, doğum sonrası korktuğumuz gibi olmadı, koliksiz sadece gaz sorunu olan bebeklerimiz vardı. Bir dönem anneanne-babaanne desteğinden sonra bakıcı desteği ile devam ettik. Ama bu da fayda etmedi, elimizde geceleri 45 dakikada bir saat kurulmuş gibi uyanan meme bağımlısı bir Alya ve biberonla beslenen ama gece çığlıklarla uyanan bir Arhan ve her ikisine yetişememekten yorulmuş, sabrı tükenmiş bir anne-baba vardı. Çiğdem Hanım’ı bize tavsiye eden arkadaşlarımıza inanmak istesek de içten içe; “yok o bizim derdimize derman olmaz, bizimkiler ikiz, üstelik doğduklarından beri ayrı odalarda uyuyorlar, gündüzleri çıt çıksa ya da yanlarından bir an ayrılsak hemen  uyanıyorlar” dedik ve maalesef bir türlü eğitime başlamaya cesaret edemedik.  Artık yemeği bile nöbetleşe yemeye başlamıştık. Bu durumdan en çok büyük kızımız rahatsız oluyordu, artık eskisi gibi aile olmadığımızı söylediğinde, kararımızı verdik. Kesinlikle bir çözüme ihtiyacımız vardı. Çiğdem Hanım’a ağlayarak mesaj yazdığımda çok kısa sürede geri dönüş yaptı, süreci anlattı. Ona inanmak istemekle birlikte içimden “ne yapalım en kötü ihtimalle denemiş oluruz” diye düşündüm. İlk iki gün en zoruydu, çünkü o güne kadar hiçbir düzenleri olmayan bebeklere hem düzen sağlamaya hem de kendi kendilerine uyumayı öğretmeye çalıştık. 2. günün gecesi 4.30’da sıçrayarak uyandım, o kadar büyük bir sessizlik vardı ki odaya girip kuzularımı kontrol etme ihtiyacı hissettim. Nasılsa birazdan uyanırlar diye 5.30’a kadar uyuyamadım bile, ama uyanmadılar. Sabah beni güleryüzle karşılayan, dinlenmiş ikizlerimle karşılaşınca hissettiklerimi tarif etmem imkansız. Başarıyorduk, ilerleme kaydediyorduk, artık inanmak için daha fazla sebebim vardı. Ondan sonra süreç çok daha hızlı aktı, Çiğdem Hanım evimizin bir bireyi oldu, onunla konuşmadan günümü tamamlanmış saymıyordum. Onun sayesinde bebeklerimi yeniden keşfettim, onlar da beni 🙂 artık uyku saati yaklaştığında endişe etmiyorum, onlar uyurken kendime ayıracak vaktim bile oluyor. Bu mucizeyi başarmamızı sağlayan  ( Eşimin tabiriyle “uyku perisi” )Çiğdem Hanım’a ne kadar teşekkür etsek az…

Deniz Ergin / Alya ve Arhan’ın Anneleri

BeeAnne Notu: Doktor anne-baba, yoğun tempolarında artık tam biraz daha rahata ermiş, ilk kuzuları büyümüşken arkadan gelen çifte kuzular:)) Acayip de tatlılar ama ben de ilk görüşmede evdeki rutini dinleyince Deniz Hanım’dan yüreğim sıkışmadı değil…Önce bana güvendiğiniz için, sonra kararlılığınız için ve harika sohbetleriniz için asıl ben teşekkür ederim. Güzel ve mutlu ömürler diliyorum…

Sevgiler, Çiğdem

ZigZag
AREN DENİZ (16,5 AYLIK)
ZigZag

Şu an bitkin,yorgun, uykusuz bir şekilde mutlu son hikayelerini okuyorsan, sen de bizdensin ve seni temin ederim ki doğru yerdesin!

Bir bebeğimizin olacağını duyduğumuzda dünyalar bizim oldu. 9 aylık hamilelik sürecimde okunan kitaplar, makaleler, bebekler için uygulanan teknikler  hepsini  didik didik ettim. “Çok basit dedim” içimden, bebek geliyor dünyaya, herşeyden habersiz ben nasıl yönlendirirsem o şekilde büyüyüp gidecek. Bebeğimiz doğdu gerçekten de dediğim gibi oldu. Nasıl yönlenirse o şekilde gitti tek sıkıntı yönlenenin ben olmam…

Aren Deniz hiç uyuyan bir bebek olmadı. ”Aman yavrum yenidoğan bebekleri çok ağlatılmaz göbeği fırtlar, ağlatma açtır emzir” diyen çok bilen çevrem sayesinde bebeğimi ağlatmadan büyüttüm fakat geriye kalan meme bağımlısı bir bebek ve ağladığı zamanlarda panik olan ebeveynlere dönüştük.

Günler böyle geçiyor, her akşam yatma saatinde strese giriyordum. 45 dakikada bir uyanıyor  ve saatlerce geri uyutmaya çalışıyordum.”6 aylık olsun düzelir, yaşına girsin toparlayacak, eee yavrum hepiniz böyle büyüdünüz ,ah biz neler çektik annelerin kaderi bu” diyen topluluk; siz sabahlara kadar çocukla cebelleşirken evlerinde mışıl mışıl uyuyorlardı.

Dünyanın en güzel şeyine sahiptim bir bebeğim vardı ama hayatım bu şekilde kabusa dönmemeliydi. Bebekli hayat bu olmamalıydı.

Derken bu uyku işine bir çözüm bulmam gerektiğine karar verdim ve çok şükür ki Beeanne sitesini (www.beeanne.com) buldum. Çiğdem Hanım’la ilk görüşmemizde dedim “jübilenizi yaptırmaya geldik, siz bu çocuğu uyutun her çocuk uyur zaten.” Sadece güldü, meğer herkes aynı şeyi söylüyormuş:)

İlk gece için korkularım vardı elbet neler yapılacağını biliyordum ama neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Aren Deniz’i yatırmadan önce Çiğdem Hanım’la görüştük, “ben yarın size nasıl bir gece geçirdiğimizi bildiririm” dedim. “Hayır, ben merak ederim, ne zaman uyuduğunu bana yazın” dedi ve o an anladım ki bu süreçte gerçekten yalnız değilim kendi evladıymış  gibi uğraşan, düşünen, çabalayan bir anne vardı yanımda.

Elbette biraz ağladı; ağlayacak da…16 ayın düzenini bir gece de değiştiriyorsunuz ve “hayır artık ben uyutmayacağım sen kendin uyuyacaksın, meme yok, sallama yok” diyorsunuz bebeğe illa ağlayacak, kurallara itiraz edecekti ve etti de ama diğer gece daha az ağladı, sonraki geceler daha az, şu an ise öpüyorum, yatağına yatırıp odadan çıkıyorum ve sabaha kadar deliksiz uyuyor (hiç ağlamadan). Bana biri söylese şu durumumuzu en son inanacağım şey olurdu sanırım. 15 günde iştahı inanılmaz arttı, daha sakin bir bebek oldu, çünkü düzene girdik…Ailecek kaçta yemek yiyeceğimizi biliyoruz, tabii kaçta uyuyacağımızı da.

Psikolojimi geri verdiniz, bana koskoca bir gece verdiniz, kendime ait zaman verdiniz. En önemlisi uyumuş, dinlenmiş, sabırlı bir  anne hediye ettiniz oğluma. İyi ki sizinle tanışmışım sabrınız, sakinliğiniz, verdiğiniz destek benim için çok önemliydi herşey için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

Annelerin kaderi böyle diye bir şey yok sadece uyku uyumayı bilmeyen bebekler var.

İlayda Düzağaç

BeeAnne Notu: Afyon’da da bir kapımız oldu:) Bazı insanların kalbi yüzüne, sesine vurur, yazısından da anlayacağınız gibi sıcacık bir anne. Bir tanecik oğluyla mutlu ve güzel bir ömür diliyorum. 

ZigZag
ADA – (13 AYLIK)
ZigZag
Herkese merhaba,
Bu satırları yazarken “Uyku eğitiminden öncesi nasıldı?” sorusunu eşimle kendimize sorduğumuzda, gerçekten de çok fazla hatırlamak istediğimiz hatıralarla dolu olduğunu gördük. Çok değil 1 ay öncesine kadar gece uykusunu unutmuştuk. Ada bizim yatağımızda yatıyordu. Saat başı uyanıp meme istiyordu. Saat başı uyanmak bir yana özellikle eşimin emzirirken çektiği çile artık tahammül edilemez bir hal almıştı. Bunun yanında saat başı uyandığımız için de sabah kalktığımızda işe gidecek gücü bile kendimizde bulamaz hale gelmiştik.
Gündüz uykuları ise keza aynı şekilde çok düzensiz ve kabus gibiydi. Ada kendi yatağında uyumadığı için sürekli gözetlemek zorundaydık. Uykuya dalması için türlü numaralar denemek zorunda kalıyorduk. Uyuduğu zaman da farklı problemler vardı. Sonuç olarak, Ada uyurken bile bizi meşgul ediyordu. Dinlenme şansımız dahi yoktu.
Çalışan anne baba olarak bu durum bizim hayat enerjimizi dahi söndürmüştü. Hayattan bile zevk alamaz durumdaydık. Ada da düzenli uyuyamadığı için gün içinde çoğu zaman huysuz ve halsizdi. İştahı bile etkileniyordu.
Bu gidişe bir dur demek gerekiyordu. Internet üzerinde uyku eğitimi ile ilgili araştırma yapmaya başladık. Eşimin de benim de aklımda bir çok soru işareti vardı. Olumlu olduğu kadar bir çok kişinin de olumsuz baktığını da biliyorduk bu eğitime. Eşimle birbirimize verdiğimiz destek ile bu işe başlamaya karar verdik.
Ve… BeeAnne ile tanıştık 🙂 Bundan sonrası sanki hayatımızda yeni bir sayfa açılmış gibiydi. Gül Hanım ile görüşmeler yaptık ve yönlendirmelerine harfiyen uyduk. Sağolsun bize çok yardımcı oldu ve ilgilendi. Aklımızdaki endişeleri giderdi.
Ada’nın uyku eğitimine başladığı 2. gün sonunda bile büyük yol katetmiştik. Biz bile eşimle buna inanamıyorduk. Geceleri uyku uyumaya başlamıştık. Ada’yı yatırdıktan sonra, çaylarımızı demleyip sohbet etmek gibi çılgınlıklar yapar duruma gelmiştik 🙂 Hayat kalitemiz inanılmaz artmıştı. Hem biz hem de Ada artık daha mutluydu. O da daha fazla ve kaliteli uyuyordu biz de.
Şu an Ada 14 aylık. Yaklaşık 1 ay oldu. Geriye dönüp baktığımız da iyi ki uyku eğitimi vermişiz diyoruz. Başlamadan önce yalnızca bir “hayal” gözüken uyku düzeni artık “gerçekten” var.
Teşekkürler Gül Hanım ve Çiğdem Hanım!
Arda – Pınar Aladağ
Bee-Anne Notu: Bu sözlerin üzerine söyleyecek pek birşey yok aslında, uykusuz ebeveynlik ve getirdiği stresin olumsuzlukları yadsınabilir gibi değil. Ada’ya ömür boyu mutluluklar ve bol uykulu günler…
ZigZag
ALİ ÖZGÜR (5,5 AYLIK)
ZigZag

Merhaba BeeAnne,

Ali Özgür’le birlikte yaratılış sebebim neymiş onu daha iyi anlamaya başladım. Onu kucağıma aldığım ilk dakikaları dün gibi hatırlıyorum. Hastane yatağında  daha kendime bile gelememişken kalbimin ucundan sarkarak aklımın has köşesine düşen nur tanesinin gelmesini heyecanla bekleyişim sadece birkaç damla gözyaşı ile anlatılabilir. Zihnimden klavyenin tuşlarına dökülen sözcüklerle nasıl anlatabilirim değil mi minik bebeğimin kalbime bıraktığı ilahi mührü?

Bebeğimle birlikte yaşama daha sıkı sarılmaya başladım. Değişmez dediğim bir sürü alışkanlıklarım artık yok. Şimdi her şeyi minik bebeğimin daha rahat ve mutlu olması için düzenliyor ve şekillendiriyorum. Bu seyir halinde tek başıma halledemeyeceğim bazı sorunlarla karşılaştım ve anne acemiliği ile kendimce çözmeye çalıştım. Bazen iyi besleyemedim bazen uyutamadım bazen susturamadım. Etrafımdan sürekli yardım bekledim. İlk çaldığım kapı annemdi. Onun şefkatli kollarından başka kime emanet edebilirdim değil mi? Beni el bebek gül bebek büyüten annem yine cesurca ipleri eline aldı ve bana yardım etmeye başladı. İlk bir kaç ay bu şekilde geçti. Annemin tecrübe ile edindiği bazı bilgileri uygulamaya başladık. Eşimle uyutmayı başaramadığımız bebeğimizi annem kendi yöntemleriyle uyutmaya başladı. Nihayet beş ayımızı bu şekilde tamamlamayı başardık. Ben de birşeyler öğrenmeye başlamıştım. Annem olmadan da bazı kararları cesurca almaya başladım. Kendi tarzımı oluşturmayı başarmıştım. Beslenme düzenini ayarlamayı, emzirmeyi, besledikten sonra gazını rahatça çıkarmayı, onu yıkamayı annesi olarak yapmam gereken daha birçok şeyi ustaca yapmaya başladım. Fakat birşey istediğim gibi olmuyordu. Eksik bir şey var gibiydi. Bunu benden başka kimse hissedemiyordu. Bebeğim her ağladığında        ” karnı acıkmıştır besle”, “gazı vardır, çıkart” gibi tavsiyelerde bulunuyorlardı. Ben de onların tecrübelerine inanarak söylediklerini uyguluyordum. Uyguluyordum ama hiç içime sinmiyordu.

Etrafımdaki annelerin tavsiyelerini ikinci plana atmaya karar verdim ve bilimsel yöntemlerin bebek büyütme ile ilgili ne gibi akımlar ürettiklerini araştırmaya başladım. Huysuz bir yaradılışı olduğu iddia edilen bebeğimin aslında huysuz olmadığını uyku düzenindeki bazı bozukluklar yüzünden böyle davrandığını fark ettim. Sonra beş aylık bir bebek için uyku düzeni nasıl ayarlanır araştırdım, birsürü yöntemle karşılaştım. Kendimce uygulamaya başladım fakat başarılı olamadım. Uzmanların görüşlerini okuyup uygulamak yerine bir uzmana danışıp onunla birlikte bir yola girmeye karar verdim ve Gül Hanım ile tanıştık. Gül Hanım ile birlikte uyguladığımız yöntemle verimli sonuçlar elde ettik. Onbeş günü nihayet tamamladık ve bebeğim gün içinde uyuması gereken saatleri mışıl mışıl uyuyarak geçirmeye başladı.

Bebeğim ilk geceler ağladı. O zamanlar Gül Hanım’ın desteği hiç eksik olmadı. Hep yanımızda oldu ve nitelikli uykuyu oğlumun günlük rutinleri içine yerleştirmeyi başardı. Uyku eğitimi biteli iki gün oldu ve oğlumuz mışıl mışıl uyumayı öğrendi. Biz de bir bebek nasıl uyutulur öğrendik. Her şey için çok teşekkür ederiz iyi ki varsın BeeAnne.

 

ZigZag
ECE (9 AYLIK)
ZigZag

Merhaba Beeanne?

Öncelikle sizinle karşılaştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. İkinci çocuğumu büyütürken doğru bildiklerimin aslında yanlış olduğunu sizler sayesinde öğrendim.

Kızımın 4,5 ay gaz sancıları sürdü. Biz de sakinleştirmek için sallayarak, emzirerek uyutmaya çalıştık. Sancıları bitti ama bunlar alışkanlık olarak kaldı, emerken uyusa bile yatağına koyarken daha da ağlamaları arttı. Artık sallayarak ve emzirerek uyutmak mümkün olmuyordu. Kızım 8,5 aylık olmuştu, düzelir  diye beklerken uyutmak daha da zorlaşmıştı ve ağlamaları da artmıştı. Kendimi çok çaresiz hissetmeye başlamıştım. Uyutamayınca ağlıyordu, ben de uyutamadığım için ağlıyordum. Uyutma saatlerimiz 1 saati geçiyordu ve uykuları hep çok kısa sürüyordu, üstüne bir de geceleri de sık sık uyanmaya başlamıştı. Her seferinde emziriyordum yeter ki uyusun diye.

Uykuyla ilgili internette araştırma yaparken sizin sitenizi gördüm ve hemen aradım. Beni anlayan bana derman olmak isteyen çok sevgili Çiğdem Hanım çıktı karşıma. İlk konuşmamız da bile mutluluktan yerimde duramadım ve eğitime başladık. Yeter ki küçük balarım? mutlu, huzurlu uyusun diye. Çiğdem Hanım ve Gül Hanım’ın desteğiyle kızım ilk geceden itibaren deliksiz uyumaya başladı. Ben de ilk defa uyanmadan huzurlu bir gece geçirdim, inanamıyordum. Gündüz uykularınıda artık ne zaman uyutacağımızı da biliyoruz, sizlerin sayesinde uyku ve beslenme düzeni oluştu. Kızım uyku aralarında artık daha mutlu?.
Uyku eğitimine başlamadan önce çok tedirgindim. Ama sizin konuşmalarınızla ve desteğinizle herşey yoluna girdi. Ailem artık daha? mutlu, mutluyuz. İyi ki varsınız, iyi ki sizinle karşılaştım. İyikilerimdensiniz?. Sabrınız, özveriniz için sonsuz teşekkürler…

Sevgilerimle Çiğdem Hanım ve Gül Hanım
Nurdan Nogay

ZigZag
EKİN – 4,5 AYLIK
ZigZag

Bu satırları uzunca bir zaman gündüz kendime vakit ayıramadığım günlerin geride kaldığını göstermesi nedeniyle özellikle Ekin’in gündüz uykusunda yazıyorum ki bana geçmişi de hatırlatsın. Herkesin benzer uykusuzluk hikayeleri var. Benim de uykusuz ve yorgun günlerim Ekin’in 6. Haftayı doldurması ile başladı oysa herkes bana 6. hafta ile birlikte zaten güzel uyuyan bebeğimin çok daha iyi olacağını, herşeyin düzene gireceğini söylemişti. Ekin sessiz,sakin, huzurlu, gayet güzel uyuyan bir bebekken 6. haftada bir anda gündüz uykuları 20 dakikalara düşmeye ve gece uykuları bölünmeye başladı. O ara memeye de ekstra düşkünlük başladı, tabii ben bu benimle Ekin’in arasındaki bağı güçlendirecek diye her istediğinde verdim ki olması gereken de buydu ilk 3 ay patron oydu. Sonra bir ara Ekin artık memeyi emzik gibi kullanmaya başlayınca annemin de önerisiyle emzik edindik. Bölünen gece uykularına da az da olsa deva olmaya başladı emzik. Yarı kundaklayıp emziği koyup kucağımızda hafifçe salındığımızda uykuya geçmeye başladı. Oh dedi kurtardık buna da şükür. Ben İngiltere’de yaşıyorum ve annem doğum için gelmişti yanıma, Ekin 2 aylık olunca annem Türkiye’ye döndü. Birkaç gün sonra gece uykusuna 7’de 8’de dalan bebeğimiz artık gece 10’lara kadar bir türlü dalamıyordu ve gündüz kısacık olan uykuları için ben neredeyse yarım saat onu kucağımda uyutmaya çalışıyordum. Koyduğum an uyanıyordu. Slingle dışarılarda uyuttuk, pusette asla durmuyordu, huzursuzlaştı, sürekli emdiği için kusmaları arttı. Biz yine de demek ki çocuk büyütmek böyle zor bir şey deyip eşimle birbirimizi motive edip, büyük bir özveriyle devam etmeye çalıştık. Dananın kuyruğunun kopma noktası bizim için 3. ay oldu. Ekin 3.ayını doldurdu ve benim kabus gibi günlerim başladı. Gece saat başı uyanmalar, memede uyuyakalmalar ve memeden çektiğim an ağlamalar, gündüz neredeyse hiç uyumamalar. Ben artık sürekli Ekin’i uyutmaya çalışan ama kendisi uyuyamadığı için son derece gergin, derbeder bir anneye dönüştüm. Bu süreçte eşim olmasaydı herhalde kafayı yerdim. Ekin dışında hiçbir şeyle ilgilenemedim, ne yemek ne ev işi, banyoya bile zor girer duruma geldim. Bu memlekette yalnızlık da eklenince üstüne depresyonun eşiğine gelmiş bulunmaktaydım. Aksi gibi bizi biraz rahatlatan emziği bir anda atıverdi bebeğim ve ben ne yaptıysam ne ettiysem kabul ettiremedim tekrardan.

Sürekli uyku eğitimi ile ilgili kitap okumaya, internetten araştırmaya başladım. Ama ne tamamen kendimi okumaya verebilecek enerjim ne de kararlı, istikrarlı olabilecek gücüm vardı. Çok yakın arkadaşım Melike, “Sezen az daha dayan Çiğdem Hanım’la görüşürsün ve uyku eğitimi verirsiniz, bak hayatımda yaptığım en iyi şey bu” dedi. Ben Ekin 3 buçuk aylık gibi bir zaman diliminde birgün nasıl yorgunsam artık Çiğdem Hanım’a “merhaba” bile demeden mail atmışım, sonra tekrar baktığımda fark ettim ve ikinci mailimde “merhaba demeyi unuttum, uykusuzluğuma verin” demiştim. Kabalığıma rağmen beni anında anlayan ve “çok naziksiniz” diyen naif bir insan buldum karşımda. Bunu maille bile anlayabiliyorsunuz. Çiğdem Hanım’ın 4,5 aylık olmasını bekleyelim demesiyle ben kalan bir ayı “dayan Sezen, geçecek Sezen” diyerek geçirdim. Bu süreçte sonradan anladığım uykusuzluktan dolayı huzursuz olan bir bebekle ev taşıdık eşimle birlikte, çok zor günlerdi. Taşınma sonrası iki hafta da Ekin’in eve alışması için geçince ben yine bir imdat maili attım Çiğdem Hanım’a ve sağolsun hiç beklemeden hemen başladık. Ona attığım en son mailimde “siz haneme doğan bir güneş oldunuz” demiştim. Yalan da değil ,abartı da değil. İki hafta boyunca her soruma cevap veren, bebeğimi görmeden kurulmuş saat gibi bütün biyolojik düzenini anlayan ve Beeanne’nin isminin onun arı gibi çalıştığından konulduğunu düşündüğüm bir anne vardı yanımda. Yanımda diyorum çünkü, telefonla iletişim kurmamıza rağmen eşim ve ben resmen ailemizden biri gibi hissettik onu. Eşim sürekli “dakikası bile şaşmaz mı ya” diyerek hayretler içerisinde sürece şahit ve dolayısıyla sürecin bir parçası oldu. Uyku eğitimi sırasında Çiğdem Hanım’ın yaptığı şey sabrı, iradeyi ve istikrarı öğretmek. En önemlisi de yaptığın işe önem vermeni, onu gözün gibi korumanı sağlamak. Bebekler için uyku gerçekten hayati bir öneme sahipmiş, benim huzursuz değil uykusuz bir çocuğum varmış. Ben artık uyuyabildiğim için Ekin’le çok güzel vakit geçirebiliyorum ve çok rahat kendime vakit ayırabiliyorum. “Uyusun da büyüsün ninni” boşuna dememiş atalarımız gerçekten bebek uyuyarak büyüyormuş.

Daha fazla uzatmadan, umarım bu yazdıklarım diğer uykusuz bebeklere ve annelere de umut olur. Ben bu sorunumu gerçekten profesyonel bir anneyle çözdüğüm için çok mutluyum. En ufak bir aksilikte tekrar ulaşabileceğime olan inancımla daha huzurluyum. Teşekkürler arı annemiz Çiğdem Koyutürk. İyi ki varsınız.

Sezen İngilok Uçal

BeeAnne Notu: Özellikle yurtdışında yaşayan annelerle çalıştığımda, uykusuzluk haricinde bir de yalnızlıkla başetmeleri gerektiğine şahit olduğumda anlayabiliyorum zorluklarını. Sezen Hanım ile programa başladığımızda oldukça zorlu bir sürece girmişti ama neyse ki geride kaldı o günler…Şimdi artık uykuları koruma dönemindeyiz:) Çok tatlı bir anneyle çalışma fırsatı bulduğum için, bana güvendikleri için çok şanslıyım.Ekin’i öpüyorum, yağmurlu ve soğuk İngiltere’ye sevgiler…

BeeAnne

BA-CircularCropped

ZigZag
CAN YİĞİT (7 AYLIK)
ZigZag

Merhaba sevgili anneler,

Can 6 aylıkken başladı bizim uykusuz gecelerimiz.. Çok fazla memeye bağımlı olduğu için tüm uyanmalarında tekrar uykuya dalmak için beni istiyordu…En son onun da benim de perişan olup yaklaşık 15 dakika, yarım saatte bir uyanmaları olduğu gecenin sabahı Çiğdem Hanım’ı aradım ve uyku eğitimine hemen o gün başladık.. .Çevremdeki herkes “nasıl olacak, yazık çocuğa, işe yaramaz” düşüncesiyle yaklaşırken Çiğdem Hanım’ın desteğiyle Can’a uykuya kendi kendine dalmasını öğrenmesi için fırsat verdik ve daha ilk gece Can ve tabii ki ben tüm gece arada bir kere uyandırarak süt vermenin dışında kesintisiz uyuduk ki saat 23:00’den sabah 06.30’a kadar uyuduğumda gerçekten inanılmaz mutlu olmuştum…Daha sonraki günlerde de hiç ağlamadan uykuya dalmaları başladı, çünkü Çiğdem Hanım Can’ın doğru uyku saatlerini keşfederek onu doğru zamanlarda uyutmayı öğretti… Aynı zamanda bence Beeanne’nin eeeeen önemli farkı bana her an aynı içtenlikle yanıt vermesi oldu, hatta onunla konuştuğum zamanlarda kendimi sanki yakın bir arkadaşımla konuşuyormuşum gibi samimiyetini hissettim..2017-07-07-PHOTO-00000004

Ve o günden beri hayatımdaki yeri ve değeri çok önemli, çünkü uzattığı el paha biçilemez.. Şimdi Can 19 aylık ve herkes onun uyuma haline şaşırıyor! Çiğdem Hanım’a buradan geç de olsa çok çok teşekkür ederim annelere umut olduğu için…Ve bana iyi bir uykunun bütün güne yansıyan bir mutluluk olmasını yaşattığı için.
Selin Özkan
BeeAnne Notu: 1 yıl sonra gelen Mutlu Son sürprizine bayıldımmm:) Can ile eğitim sanki dün gibi, ne zaman 19 ay olmuş, inanılır gibi değil! Eşinin yoğun seyahatli iş temposunda arı gibi bir anneydi Selin Hanım, hem de o kadar sakin ve sımsıcak…Bol sohbetli iki hafta için ben de çok teşekkür ederim. İnşallah 19 yaşına gelince de mezuniyetler görürüz:) Sevgiler….
Çiğdem
BA-Circular-Watermark
ZigZag
DEFNE (11 AYLIK)
ZigZag

Öncelikle herkese merhaba…

Canım kızım Defnem 11 aylıkken sosyal medyada tesadüfen tanıdım Çiğdem Hanım’ı. Defnem’den önce canım oğlum Arınım’la 2,5 yıl geçirmiş ve ne uyku, ne de yemek yemekle ilgili bir sorun yaşamamıştım. 18718291_743485952501100_923896596_nBu nedenle Defne’nin doğumunda tecrübeli bir anne olduğum için kendimden emindim; sakin bir bebek olacak, karnı doyacak, uyuyacak, oyunlar oynayacak, mutlu-huzurlu ailemize yeni bir bir üye katılacaktı, ancak hayaller ve hayatlar hiç beklediğimiz gibi olmadı. Defne en başından itibarn gece uykuları olmayan bir bebekti, ilk 3-4 ayda bunun normal olduğunu ve gaz sancısına bağlı olabileceğini düşündüm. Sonraki aylarda ise bu durum; ne kolik ağrıları, ne diş çıkarma ile açıklanamaz hal almıştı! Gündüz uykusuz ve huzursuz, gece ise sürekli yanımda yatıyordu. Geceleri yattığında 20-30 dakikada bir ağlıyor, ağlama krizlerini pışpışlama-değişik sallama yöntemleri ve çeşitli ninnilerle bastırmaya çalışıyordum, hatta bunlar da yetmezse yanıma alıp emziriyordum. Kızımın gece ve gündüz uyku kalitesi ve huzuru yoktu, dolayısıyla benim de…Bunlaro anda çok da önemli değildi belki, ancak oğluma da yeterli zaman hatta hiç zaman ayıramadığımı farkettiğimde destek almam gerektiğine karar verdim.
Çiğdem Hanım’la önce küçük görüşme yaptık ve ilk başta ciddi kaygılarım olsa da kızımın uyku eğitimi almasına Çiğdem Hanım sayesinde karar verdim.
Terapi başlangıcında ilk bir hafta ara ara annelik duyguları ile zor geçti diyebilirim (sadece annelik duyguları da değil dışarıdan gelen yorumlar oldukça yıpratıcıydı, “bu kadar ağlatılır mı bebek, bırak ne zaman isterse o zaman uyusun, biz de zamanında çocuk büyüttük” gibi oldukça yıpratan yorumlara rağmen)
Çiğdem Hanım’ın sakinliği ve telkinleri sayesinde, kızımın iyiliği için zor anlarda dayandım. Birinci haftanın sonunda ise hem kızım, hem de kendim deliksiz uyku uyuduk ve sabah uyandığımızda her ikimiz de çok huzurluyduk.

Defne’yle cesaret edip hiç dışarı çıkamamıştım onbir boyunca, birinci haftanın sonunda denemeye karar verdim hatta Çiğdem Hanım önerdi bunu ve “göreceksiniz hiçbir şey olmayacak, sıkıntısız geçecek” dedi ve biz çıktık, hatta tüm günü (hızımızı alamayıp:) dışarıda geçirdik ve Defne çok mutlu, huzurlu, çevresini inceleyerek, meraklı bakışlarla ve uyku saatlerinde sıkıntısız uyuyarak bugüne kadar neler kaçırdığımızı gösterdi bize. Kızımın hem hırçın davranışları düzelmiş,sebepsiz ağlama nöbetleri azalmış, hem de iştahı açılmıştı. Ben de artık kendime, kızıma ve ailenin diğer üyelerine kaliteli zaman ayırabiliyordum.

Hala kendime kızıyorum neden kızıma ve kendime dokuz ay boyunca uyku işkencesi çektirdim. Keşke daha önce tanışsaydım Çiğdem Hanım’la ve bu eğitimi daha önce alsaydım.
Çiğdem Hanım’ın samimiyeti, sakinliği inanılmaz güven veriyor insana, bu terapi benim için sadece bir deneme-yanılmaydı “ya tutarsaydı”, ancak verdiğim en doğru kararlardan biriydi, hala zaman zaman bir rüyaymış gibi geliyor. Herşey bittikten ve düzeldikten sonra anladım daha önce nasıl bir kabusun içinde olduğumuzu… Çiğdem Hanım’a sonsuz teşekkürler bize kattıkları için…

BeeAnne Notu: Her Mutlu Son Hikayesi aldığımda bütün içtenliğimle söylüyorum gözlerim doluyor; iki hafta “bir” oluyoruz, arı gibi çalışıyoruz ve bir annenin, bebeğin nasıl bir düzenden, neye geçtiğini gözlemlemek inanılmaz bir mutluluk. Alev Hanım, benim çalıştığım en pozitif annelerdendi ama o kadar endişeliydi ki, ben aslında o endişeyi sıfırlamaya çalışmadım, zira bu konu bir anne-baba kararı ve bana ikna etmek değil, soruları cevaplamak düşer sadece. Defne, sevgili abisinin ve ayının etkisiyle aklı hep odanın dışından olan bir balarısıydı:) Şimdi 1 yaşına gelmiş bile, güzel, mutlu yaşları ömrü olsun. Kocaman öpüyorum!

Çiğdem Koyutürk
BeeAnne
BA-Circular-Watermark

ZigZag
İPEK (9 AYLIK)
ZigZag

xxxNer’den başlasam, nasıl anlatsam???? Çiğdem Hanım’dan önce, Çiğdem Hanım’dan sonra bence tam olarak doğru ifade.” Sevgili ipekciğimiz çok minnoş bir bebektiiii” desem de inanmayın, valla bizi mahvetti, 4 ay ağlar mı bir çocuk, o ağladı! Oysa ki ismini İpek koyarken hiç böyle hayal etmemiştik. 2 aylıkken de kuzucum fıtık ameliyatı oldu, e haliyle gelsin ayakta sallamalar, gitsin kucaklamalar! Yok uyumuyor, uyanık sürekli; artık her türlü sallama yöntemi mübahtı, her yol deneniyordu ve evde çıt çıkartan yanıyordu. Tabii bir de Mert Abiciğimiz vardı evde, ben içeride 2 saat uyutmaya çalışırken kuzucum babayla kalıyordu ve ben 2 cocuğumla da kaliteli vakit geçirememenin acısını yaşıyordum. Sonra bir arkadaşım anlattı uyku eğitimini ve Çiğdem Hanım’ı…Önce direndim açıkçası, niye bebeğimi durduk yere ağlatacaktım ki! Çünkü o çok akıllı ve uslu bir bebekti yanına yatıyordum, uyuyordu! Tabii ki de değildi, işte bu gerçegi gördüğümde yani uyutmak için daha çok ağlattığımı farkettiğimde denemeye karar verdim. Bu karar verme süreci biraz uzun sürdü ve 9 aylıkken başladık eğitime! Sonra da “keşke daha önce başlasaydım” dedim.

İpek çok inatçı bir bebekti, direndi, ama kısa sürede artık kendi kendine hiç ağlamadan uyuyabilir hale gelmişti, bu bizim için bir mucizeydi! Tabii Çiğdem Hanımcım, canımcım; bizimle çalıştığına pişman olmuş olabilirdi, çünkü gerçekten ben de çok duygusal bir anneydim. Bazen başının etini yedim, ama o sabırla her zaman beni yanıtladı ve destek oldu, ve tabii her zamanki gerçekçi tavrıyla?Şu an minnoşum 12.5 aylık 3 aydır ailecek uyuyoruz?

İpek daha hızlı büyümeye başladı; haa en önemlisi de gece milyon kez emzirdiğim için gündüz emmeyen bebeğim şu an gündüz bol bol emen bir bebek haline geldi.

Halen aklıma birşey takılsa aynı nezaket ve ilgiyle destek oluyor Çiğdem Hanım.Bizim hayatımızda iz bıraktı…
İşte böyleee, bence çok düşünmeyin ve erken dönemde başlayın eğitime, bebekler mışıl mışıl uyusun, uyusun da büyüsün!

BeeAnne Notu: Özgen Hanım bir çocuk doktoru, tecrübeli bir anne… İpek ikinci çocuğu ve o daha 4-5 aylıkken ilk görüşmemizi yapmıştık, kendisinin de yazdığı gibi eğitime başlamakta çekinceleri vardı. Uyku Eğitimi vermek bir karar ve kesinlikle anne ve babayı ikna ederek başlanacak bir eğitim değil. İkna konusu ağlama da değil bu arada, zira, metodu doğru takip ettiğinizde ve benim çalışma şeklim olan gün içinde mesajlarak uyku saatleri konusunda doğru yönlendirmeyi yaptığınızda ağlama yaşamadığımız ya da az yaşadığımız birçok bebek var. Özgen Hanım’a güzel sözleri için teşekkür ederim herşeyden önce ama başımın etini yeme kısmını kabul etmeden bu yazıyı yayınladığımızı da belirtmek isterim:) Gerçekçilik kısmı ise ayrı ve derin bir mevzuu:) İpek balına mutlu ve güzel yaşlar dilerim….

Sevgiler…

BA-Circular-Watermark

ZigZag
BARTU (5,5 AYLIK)
ZigZag

Minik ellere ve minik ellerin uykusuz annelerine merhabalar:)

Bu satırları odasında mışıl mışıl uyuyan canım oğlumun verdiği huzurla yazıyorum. Tabii ki Bee-Anne’miz Çiğdem Hanım’ın sayesinde…

img_5615-2

Her şey çok kolaydı diye başlayamayacağım ancak şunu net söyleyebilirim ki, ‘Mutlu Son’a ulaştığımızda yaşanan bütün zorluklar çok geride kaldı. Bartu, çok zorlu bir bebek olmamasına rağmen doğduğundan beri hep iyi kötü bir uyku sorunumuz oldu. İlk üç ay uykuya giden her yol mubah diyerek gerek emzirerek, gerek sallayarak, gerek gezdirerek, gerekse Bartu’yu kanguru ile giyip beraber pilates topunda zıplayarak:) yani her yolu deneyerek bir şekilde uyuttuk.

Gündüz uykuları 30 dakikayı geçmemekle birlikte, akşam uykusu için saat 9’da mesaiyi açarak 11-12’ye kadar uyutma seansları ile birlikte ayları bitirdik. İlk 4 ay gece uykusu geceleri 2-3 kere kalkarak geçiriyorduk ancak gündüz uykuları hep felaketti. 4.ayımızda “kendi kendine uyuyabilir mi acaba?” diye bir denediğimizde 10 dk içinde uyuduğunu görüp, “tamam işte oldu bu iş” diye sevinmiştik. Sonrasında zorunlu bir seyahatle biraz düzenimiz bozuldu ve bütün gecemiz gündüzümüz, bütün uykularımız birbirine girmişti. Eski düzeni kurmaya çalıştıkça daha çok bozuldu. Bozuldukça ben ne yapacağımı bilemedim. Gündüz uykuları 20’şer dk olup, ben gündüzlerimin yarısından fazlasını odada içten içe cinnetler geçirerek Bartu’yu uyutmaya çalışıyordum. Geceleri ise neredeyse yarım saatte bir uyanıyordu. Hiçbir zaman çok ağlayan bir bebek olmamasına rağmen, ağlama krizlerine giriyor hatta bazen yarım saat ağlıyordu. Çünkü uyuyamıyordu ve ben kendi uykusuzluğum, uykusuzluktan kaynaklı bitmeyen gerginliğim bir yana, o uyuyamıyor ve uyuyamadığı sürece daha mutsuz bir bebek haline geliyor diye daha çok üzülüyordum. Doğumundan beri bebeğime yalnız bakmak zorunda olduğum için gündüzler ayrı yorucu, geceler ayrı uykusuz geçmeye başlamıştı ve benim, benden ötürü de eşimin de dayanacak gücümüz kalmamıştı. Son 1,5 ay boyunca kesintisiz 2 saat uykum yoktu ve sonuç; Gerçekten bitmiş bir haldeydim…

İnanın şimdi o zamanları bile unuttum.. Konu ile alakalı çoğu şeyi okuyup,  bütün uyku eğitimi metotlarını ezbere biliyor olsam da Çiğdem Hanım olmadan tek başıma yapacak cesaretim yoktu. Çünkü bu süreçle birlikte telefonun ucunda sizin birlikte yaşayan, bu duyguyu yaşayan bir ‘anne’ daha olduğunu bilmek sizi en başta cesaretlendiriyor ve inanıyorsunuz bu bebek uyuyacak 🙂

Ve uyudu tabii ki! Hatta şimdilerde uykulardan zor uyandırıyoruz. Çok şükür bu yüzden hayatımız da düzene girdi. O mutlu, biz mutlu:)

Teşekkür ederiz Çiğdem Hanım… Emeğiniz ve yüreğiniz için…

Son olarak diyebilirim ki; eğer benzer sıkıntılarınız var ise bebeğinize ve kendinize yapabileceğiniz en iyi yatırımlardan biri olacaktır ona uyumayı öğretmek. Hiç tereddüt etmeyin ve başlayın bir yerden.

Aslı Aksay

BeeAnne Notu: Asıl ben teşekkür ederim! Aslı Hanım beni aradığında gerçekten çok yıpranmış ve sıkıntılıydı ki, beni arayan annelerin çoğu uyku sorunu nedeniyle benzer durumda genelde. Yazılanlar, çizilenler, öneriler bol özellikle bizim ülkemizde. Ancak, Aslı Hanım gibi tek başına bebeğine bakan, desteği olmayan çok da anne var ve uykusuz, huzursuz bir bebekle o güzel anların tadını çıkartmak vs. önerileri de bazen pek birşey ifade etmiyor maalesef. Neyse, ben lafı uzatmayayım, Bartu’ya böyle güleryüzlü ve mutlu bir ömür diliyorum…Sevgiler,