Bir işe soyunup yola çıkmaya karar verdiğinizde sizi heyecanlandıran, meşgul eden ilk şey, işin adını koyma süreci. Önemli, eğlenceli ama bir o kadar da meşakkatli ve dikkatli olunması gereken hassas bir konu.
Türkçe’yi doğru kullanma konusunda her ne kadar hassas olsam da, gün içinde artık dilimize yerleşmiş yabancı kelimeleri kullandığımı, sonra da kendime kızdığımı itiraf etmeliyim.
‘Arı’ konulu bir içeriğe karar verdikten sonra Bee Anne; İngilizce bee, daha uzun bir i ile söylense de, bi’ Anne çok kullandığımız yanyana iki kelime aslında…Ben bi’ anneyim, bi’ anne olarak vs. gibi cümleleri günlük hayatta da çok kullandığımızı farketttiğimde, bu isim bana sıcak geldi. Umarım siz de seversiniz ve Türkçe gönüllüleri beni anlayışla karşılar:)
Peki Neden Arılar? Birkaç sebep var aslında:
– Bebeklerimiz ilk doğdukları andan itibaren arı gibi vız vız, biz anneler de onlarla beraber vızır vızır uçarak yaşamaya başlamıyor muyuz? Arı gibi çalışkanız, olmazsak işler nasıl yürür bilemiyorum:)
– Çocukluğumuzdan beri, hem arılardan korkup hem de onları çok sevimli bulmaz mıyız? Gülen yüzüyle çiçeklere konup dans eden Arı Maya bizim ve şimdiki çocukların en sevdiği karakterlerden biridir hatta.Arılı giysiler, sarı siyah çizgililer çocuklar için hep eğlencelidir. Bir de ben bu sarı ve siyah rengi birarada çok seviyorum, arılı kostümlere bayılıyorum.
– Arı deyince aklıma hep sağlık, şifa, saflık ve doğa geliyor. Özellikle de son dönemde, bebeklerimizi büyütürken en çok zorlandığımız konu, doğallıktan uzak üretilen, katkı maddeli gıdalar iken!
– Ama en önemlisi, arılar maalesef giderek azalıyorlar ve geleceğimizle ilgili ciddi bir tehlike bu. Bu tehlikeli gidişatla ilgili ülkemizde yapılan çok güzel çalışmalar var; BeeAnne olarak, bunlardan birine katkıda bulunmak için görüşmelerimiz sürüyor; çok yakında güzel haberleri sizinle paylaşmayı umuyorum.
