Öncelikle herkese merhaba…
Canım kızım Defnem 11 aylıkken sosyal medyada tesadüfen tanıdım Çiğdem Hanım’ı. Defnem’den önce canım oğlum Arınım’la 2,5 yıl geçirmiş ve ne uyku, ne de yemek yemekle ilgili bir sorun yaşamamıştım. Bu nedenle Defne’nin doğumunda tecrübeli bir anne olduğum için kendimden emindim; sakin bir bebek olacak, karnı doyacak, uyuyacak, oyunlar oynayacak, mutlu-huzurlu ailemize yeni bir bir üye katılacaktı, ancak hayaller ve hayatlar hiç beklediğimiz gibi olmadı. Defne en başından itibarn gece uykuları olmayan bir bebekti, ilk 3-4 ayda bunun normal olduğunu ve gaz sancısına bağlı olabileceğini düşündüm. Sonraki aylarda ise bu durum; ne kolik ağrıları, ne diş çıkarma ile açıklanamaz hal almıştı! Gündüz uykusuz ve huzursuz, gece ise sürekli yanımda yatıyordu. Geceleri yattığında 20-30 dakikada bir ağlıyor, ağlama krizlerini pışpışlama-değişik sallama yöntemleri ve çeşitli ninnilerle bastırmaya çalışıyordum, hatta bunlar da yetmezse yanıma alıp emziriyordum. Kızımın gece ve gündüz uyku kalitesi ve huzuru yoktu, dolayısıyla benim de…Bunlaro anda çok da önemli değildi belki, ancak oğluma da yeterli zaman hatta hiç zaman ayıramadığımı farkettiğimde destek almam gerektiğine karar verdim.
Çiğdem Hanım’la önce küçük görüşme yaptık ve ilk başta ciddi kaygılarım olsa da kızımın uyku eğitimi almasına Çiğdem Hanım sayesinde karar verdim.
Terapi başlangıcında ilk bir hafta ara ara annelik duyguları ile zor geçti diyebilirim (sadece annelik duyguları da değil dışarıdan gelen yorumlar oldukça yıpratıcıydı, “bu kadar ağlatılır mı bebek, bırak ne zaman isterse o zaman uyusun, biz de zamanında çocuk büyüttük” gibi oldukça yıpratan yorumlara rağmen)
Çiğdem Hanım’ın sakinliği ve telkinleri sayesinde, kızımın iyiliği için zor anlarda dayandım. Birinci haftanın sonunda ise hem kızım, hem de kendim deliksiz uyku uyuduk ve sabah uyandığımızda her ikimiz de çok huzurluyduk.
Defne’yle cesaret edip hiç dışarı çıkamamıştım onbir boyunca, birinci haftanın sonunda denemeye karar verdim hatta Çiğdem Hanım önerdi bunu ve “göreceksiniz hiçbir şey olmayacak, sıkıntısız geçecek” dedi ve biz çıktık, hatta tüm günü (hızımızı alamayıp:) dışarıda geçirdik ve Defne çok mutlu, huzurlu, çevresini inceleyerek, meraklı bakışlarla ve uyku saatlerinde sıkıntısız uyuyarak bugüne kadar neler kaçırdığımızı gösterdi bize. Kızımın hem hırçın davranışları düzelmiş,sebepsiz ağlama nöbetleri azalmış, hem de iştahı açılmıştı. Ben de artık kendime, kızıma ve ailenin diğer üyelerine kaliteli zaman ayırabiliyordum.
Hala kendime kızıyorum neden kızıma ve kendime dokuz ay boyunca uyku işkencesi çektirdim. Keşke daha önce tanışsaydım Çiğdem Hanım’la ve bu eğitimi daha önce alsaydım.
Çiğdem Hanım’ın samimiyeti, sakinliği inanılmaz güven veriyor insana, bu terapi benim için sadece bir deneme-yanılmaydı “ya tutarsaydı”, ancak verdiğim en doğru kararlardan biriydi, hala zaman zaman bir rüyaymış gibi geliyor. Herşey bittikten ve düzeldikten sonra anladım daha önce nasıl bir kabusun içinde olduğumuzu… Çiğdem Hanım’a sonsuz teşekkürler bize kattıkları için…
BeeAnne Notu: Her Mutlu Son Hikayesi aldığımda bütün içtenliğimle söylüyorum gözlerim doluyor; iki hafta “bir” oluyoruz, arı gibi çalışıyoruz ve bir annenin, bebeğin nasıl bir düzenden, neye geçtiğini gözlemlemek inanılmaz bir mutluluk. Alev Hanım, benim çalıştığım en pozitif annelerdendi ama o kadar endişeliydi ki, ben aslında o endişeyi sıfırlamaya çalışmadım, zira bu konu bir anne-baba kararı ve bana ikna etmek değil, soruları cevaplamak düşer sadece. Defne, sevgili abisinin ve ayının etkisiyle aklı hep odanın dışından olan bir balarısıydı:) Şimdi 1 yaşına gelmiş bile, güzel, mutlu yaşları ömrü olsun. Kocaman öpüyorum!
Çiğdem Koyutürk
BeeAnne
Cevapla
Sen de bir yorum yap!