Minik ellere ve minik ellerin uykusuz annelerine merhabalar:)
Bu satırları odasında mışıl mışıl uyuyan canım oğlumun verdiği huzurla yazıyorum. Tabii ki Bee-Anne’miz Çiğdem Hanım’ın sayesinde…
Her şey çok kolaydı diye başlayamayacağım ancak şunu net söyleyebilirim ki, ‘Mutlu Son’a ulaştığımızda yaşanan bütün zorluklar çok geride kaldı. Bartu, çok zorlu bir bebek olmamasına rağmen doğduğundan beri hep iyi kötü bir uyku sorunumuz oldu. İlk üç ay uykuya giden her yol mubah diyerek gerek emzirerek, gerek sallayarak, gerek gezdirerek, gerekse Bartu’yu kanguru ile giyip beraber pilates topunda zıplayarak:) yani her yolu deneyerek bir şekilde uyuttuk.
Gündüz uykuları 30 dakikayı geçmemekle birlikte, akşam uykusu için saat 9’da mesaiyi açarak 11-12’ye kadar uyutma seansları ile birlikte ayları bitirdik. İlk 4 ay gece uykusu geceleri 2-3 kere kalkarak geçiriyorduk ancak gündüz uykuları hep felaketti. 4.ayımızda “kendi kendine uyuyabilir mi acaba?” diye bir denediğimizde 10 dk içinde uyuduğunu görüp, “tamam işte oldu bu iş” diye sevinmiştik. Sonrasında zorunlu bir seyahatle biraz düzenimiz bozuldu ve bütün gecemiz gündüzümüz, bütün uykularımız birbirine girmişti. Eski düzeni kurmaya çalıştıkça daha çok bozuldu. Bozuldukça ben ne yapacağımı bilemedim. Gündüz uykuları 20’şer dk olup, ben gündüzlerimin yarısından fazlasını odada içten içe cinnetler geçirerek Bartu’yu uyutmaya çalışıyordum. Geceleri ise neredeyse yarım saatte bir uyanıyordu. Hiçbir zaman çok ağlayan bir bebek olmamasına rağmen, ağlama krizlerine giriyor hatta bazen yarım saat ağlıyordu. Çünkü uyuyamıyordu ve ben kendi uykusuzluğum, uykusuzluktan kaynaklı bitmeyen gerginliğim bir yana, o uyuyamıyor ve uyuyamadığı sürece daha mutsuz bir bebek haline geliyor diye daha çok üzülüyordum. Doğumundan beri bebeğime yalnız bakmak zorunda olduğum için gündüzler ayrı yorucu, geceler ayrı uykusuz geçmeye başlamıştı ve benim, benden ötürü de eşimin de dayanacak gücümüz kalmamıştı. Son 1,5 ay boyunca kesintisiz 2 saat uykum yoktu ve sonuç; Gerçekten bitmiş bir haldeydim…
İnanın şimdi o zamanları bile unuttum.. Konu ile alakalı çoğu şeyi okuyup, bütün uyku eğitimi metotlarını ezbere biliyor olsam da Çiğdem Hanım olmadan tek başıma yapacak cesaretim yoktu. Çünkü bu süreçle birlikte telefonun ucunda sizin birlikte yaşayan, bu duyguyu yaşayan bir ‘anne’ daha olduğunu bilmek sizi en başta cesaretlendiriyor ve inanıyorsunuz bu bebek uyuyacak 🙂
Ve uyudu tabii ki! Hatta şimdilerde uykulardan zor uyandırıyoruz. Çok şükür bu yüzden hayatımız da düzene girdi. O mutlu, biz mutlu:)
Teşekkür ederiz Çiğdem Hanım… Emeğiniz ve yüreğiniz için…
Son olarak diyebilirim ki; eğer benzer sıkıntılarınız var ise bebeğinize ve kendinize yapabileceğiniz en iyi yatırımlardan biri olacaktır ona uyumayı öğretmek. Hiç tereddüt etmeyin ve başlayın bir yerden.
Aslı Aksay
BeeAnne Notu: Asıl ben teşekkür ederim! Aslı Hanım beni aradığında gerçekten çok yıpranmış ve sıkıntılıydı ki, beni arayan annelerin çoğu uyku sorunu nedeniyle benzer durumda genelde. Yazılanlar, çizilenler, öneriler bol özellikle bizim ülkemizde. Ancak, Aslı Hanım gibi tek başına bebeğine bakan, desteği olmayan çok da anne var ve uykusuz, huzursuz bir bebekle o güzel anların tadını çıkartmak vs. önerileri de bazen pek birşey ifade etmiyor maalesef. Neyse, ben lafı uzatmayayım, Bartu’ya böyle güleryüzlü ve mutlu bir ömür diliyorum…Sevgiler,
Cevapla
Sen de bir yorum yap!